|
|
|
|
Sorularınızın cevaplarını buradan görebilirsiniz... |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
selam sizin dinize laf atmak icin yazmiyorum size...bende bir müslümanim ve dünyada tüm dinlere karsi saygi duyuyorum...size tek bir sey sormak istiyorum yehovanin sahitleri neden kan bagislamiyor???? bunu cok ama cok merak ediyorum...
huzurdan bahsediyorlar insanlikdan bahsediliyor peki bi cana gelince neden kanlarini bagislamiyorlar???? cevabinizi merakla bekliyorum...saygilar sevgiler....naz akin tarih 15.03.2009, 16:16 (UTC) | |
Kain kardeşi Habil'i öldürdükten sonra, Yehova ona ''Kardeşinin kanının sesi topraktan bana bağırıyor'' dedı (Tekvin 4:10). Tanrı Habil'in kanından söz ederken aslında Habil'in yaşamını kastediyordu. Kain, Habil'in yaşamına son vermişti, bu nedenle cezalandırılmalıydı. Habil'in kanı, yani yaşamı, adaletin yerini bulması için Yehova'ya sanki haykırıyordu. Yaşam ile kan arasındaki bağlantı, Nuh'un zamanındaki Tufan'dan sonra tekrar gösterildi. Tufan'dan önce insanlar sadece meyve, sebze, tahıl gibi bitkisel gıdalar yerlerdi. Tufan'dan sonra Yehova Nuh'a ve oğullarına ''Hareket eden her hayvan size yiyecek olacaktır, yeşil ot gibi, size hepsini verdim'' dedi. Ancak şu sınırlamayı koydu: '' Fakat eti onun canı [yani yaşamı] olan kanı ile yemiyeceksiniz'' (Tekvin 1:29; 9:3,4). Yehova'nın, bir canlının yaşamı ile kanı arasında çok yakın bir bağ kurduğu açıktır.
Kana saygı duyduğumuzu onu yememekle gösteririz. Yehova İsrailoğullarına verdiği Kanunda şöyle emretmişti: '' Her kim yenlir bir hayvan, ve yahut kuş avlarsa, onun kanını akıtacak ve onu toprakla örtecektir...İsrail oğullarına dedim: Hiç bir çeşit etin kanını yemiyeceksiniz'' (Levililer 17:13,14). Tanrı'nın bu olaydan yaklaşık 800 yıl önce Nuh'a verdiği, hayvan kanı yememe emri hâlâ geçerliydi. Yehova'nın görüşü netti: Hizmetçileri hayvan yiyebilirdi, ama kan yiyemezdi. Kanı toprağa dökmeliydiler. Bu şekilde o canlının yaşamını bir anlamda Tanrı'ya geri vermiş oluyorlardı.
Benzer bir emir İsa'nın takipçileri için de geçerlidir. Birinci yüzyıldqa elçiler ve İsa'nın takipçilerine önderlik eden diğer erkekler bir toplantı düzenlemişti. Bu toplantının amacı, cemaattaki herkesin hangi emirlere itaat etmesi gerektiğine karar vermekti. Onlar şu sonuca vardı: '' Kutsal ruh ve bizler, şu gerekenler dışında bir şeyi size yüklememeyi uygun gördük: putlara kurban edilen şeylerden, kandan, boğularak öldürülmüş [kanı akmamış] hayvan etinden ve cinsel ahlaksızlıktan sakının'' (Elçilerin İşleri 15:28,29, 21:25). Dolayısıyla ' kandan sakınmalıyız'. Tanrı'nın gözünde bu, putpereslikten ve cinsel ahlaksızlıktan kaçınmak kadar önemlidir.
Kandan sakınma emri kan nakillerini de kapsar mı? Evet. Diyelim ki, doktor size alkollü içkilerden sakınmanızı söylüyor. Bu, alkolü ağzınızdan değil de damarlardan alabileceğiniz anlamına mı gelir? Elbette Hayır! Benzer şekilde kandan sakınmak da, kanı vücudumuza hiçbir şekilde kandan sokmamak anlamına gelir. Dolayısıyla kandan sakınma emri, hiç kimsenin damarlarımızdan kan vermesine izin vermemeyi kapsar.
Ya İsa'nın bir takipçisi ağır yaralanırsa ya da büyük bir ameliyat olması gerekirse ne olacak? Diyelim ki, doktorlar kan nakli yapılmazsa hastanın öleceğini söylüyorlar. İsa'nın takipçisi elbette ölmek istemez. Tanrı'nın verdiği değerli yaşam hediyesini korumak için, kana alternatif çeşitli tedavi yöntemlerini kabul edecektir. Fakat kanın yanlış kullanımını içeren tedavi türlerini kabul etmeyecektir.
İsa'nın bir takipçisi sırf bu ortamda biraz daha uzun yaşayabilmek için Tanrı'nın kanununu çiğneyecek mi? İsa '' Kim canını kurtarmak isterse onu kaybedecek, fakat kim canını benim uğrumda kaybederse onu kurtaracak'' demişti (Matta 16:25). Biz ölmek istemiyoruz. Fakat şu anki yaşamımızı kurtarmak için Tanrı'nın kanununu çiğnersek, sonsuz yaşamımızı tehlikeye sokmuş oluruz. Öyleyse Tanrı'nın kanununun doğruluğuna güvenmek hikmetlilik olur. Herhangi bir nedenle ölsek bile, dirilme zamanında Hayat Verenimizin bizi hatırlayacağından ve değerli yaşam hediyesini tekrar vereceğinden emin olabiliriz (Yuhanna 5:28,29; İbraniler 11:6).
Bugün Tanrı'nın sadık hizmetçileri O'nun kanla ilgili talimatına uymaya kesin olarak kararlıdır. Bu nedenle hiçbir şekilde kan yemezler. Dolayısıyla tıbbi nedenlerle de kan almayı kabul etmezler. Kanı Yaratan Kişinin kendileri için en iyisini bildiğinden emindirler. | | |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kategoriler... |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Contact us... |
|
|
|
|
|
|
|
En çok okunan konular... |
|
|
|
Şimdiye kadar 45809 ziyaretçi (84038 klik) bu siteye bakti... |