Ana Sayfa
  Sorularınızı buraya yazabilirsiniz...
  Sorularınızın cevaplarını buradan görebilirsiniz...
  Anketler
  Information
  FORUM
  Armagedon Nedir?
  Cehennemden Korkmalımısınız?
  “Çocuğuma Ne Oldu Böyle?”
  Çocuklara İhtiyaç Duydukları İlgiyi Göstermek
  Depresyon Kişiyi Nasıl Etkiler?
  En Büyük İsim
  Eski Âdetler Günümüz Meksikasında Hâlâ Sürüyor
  Eski Elyazmaları Nasıl Tarihlendiriliyor?
  Evkaristiya Ayinin Ardındaki Gerçekler
  Gençler Tehlikede
  Hakiki Dini Nasıl Bulabilirsiniz?
  Hayata Saygı
  Hayırseverlik Bir Çözüm mü?
  Hıv Açısından Taranmış Kan Güvenli Midir?
  İblis Kimdir?
  İnsanın Kendi Dinini Seçmesi Yanlış mı?
  İnsanlar Mutlu Bir Gelecek Sağlayabilir Mi?
  İsa Aralık Ayında mı doğdu?
  İsa Mesih Kimdir?
  İsa’nın Mucizeleri - Yaşanmış Olaylar mı Yoksa Mit mi?
  İsa’nın Yeryüzündeki Son Günlerini Yeniden Yaşamak
  Kadına Yönelik Şiddet Küresel Bir Sorun
  Kana saygı
  Karşılaştığımız Haksızlıklar Hakkında Tanrı Ne Hissediyor?
  Kocanın Reis Olması Aslında Ne Anlama Gelir?
  Kur'an da başörtüsü kelimesi geçmiyor !
  Kürtaj Kolay Bir Çözüm Değil
  Mukaddes Kitap: Tanrı'dan Bir Hediye
  Mukaddes Kitap Geleceği Bildiriyor mu?
  Müzik Tanrı’dan Bir Armağan
  Neden Birçok İnsan Karamsar?
  Neden İsa Mesih’e İnanalım?
  Neden Varız?
  Ölünce Bize Ne Oluyor?
  Ölümden Sonra Yaşam Var Mı?
  Ruhçuluktan Neden Sakınmalısınız?
  Sahte Dinin Sonu Yakın!
  Saul Isa’nin Takipcilerine Neden Zulmetti?
  Savaş ve Acılar Bir Gün Sona Erecek mi?
  Son Günler Neyin Son Günleri?
  Suçlar Kontrolden Çıktı Mı?
  Şiddete Başvurmak Her Zaman Yanlış mı?
  Tanrı Hakkındaki Hakikat Nedir?
  Tanrı Bizimle Gerçekten İlgileniyor mu?
  Tanrı Ciddi Günahları Bağışlar mı?
  Tanrı İlgisiz ve Duyarsız Biri mi?
  Tanrı Kimdir?
  Tanrı Kendisini Tanımamızı İstiyor
  Tanrı sevgiyse, kötülüğe neden izin veriyor?
  Tanrı Sizden Ne Bekliyor?
  Tanrı’nın İsteklerini Nasıl Öğrenebilirsiniz?
  Tanrı’nın Krallığı Nedir?
  Tanrı'nın Yeryüzüyle İlgili Amacı Nedir?
  Tanrı’nın Nefret Ettiği Davranışlar
  Tanrı’ya Dua ile Yaklaşmak
  Tanrı'ya Yaklaşabilir misiniz?
  Tanrı’yı Memnun Eden Aile Hayatı
  Tanrı’yı Memnun Etmeyen İnanç ve Âdetler
  Yaşadığınız Sorunlar Tanrı’dan Bir Ceza mı?
  Yaşamınızı kader mi yönlendiriyor?
  Yehova—Kimdir?
  Yehova’nın Şahitleri Kimlerdir?
  Yeryüzü Bir Cennet Olacak mı?
  Uyanis!
  Kategoriler

Eski Elyazmaları Nasıl Tarihlendiriliyor?
Eski Elyazmaları Nasıl Tarihlendiriliyor?
MUKADDES KİTAP bilgini Konstantin von Tischendorf 1844’te, Mısır’daki Sina Dağı’nın eteklerinde bulunan Katherina Manastırını ziyaret etti. Kütüphanelerindeki eserleri incelerken bazı önemli parşömenler buldu. Paleografi alanında araştırmalar yapmış olan Tischendorf parşömenlerin, İbranice Kutsal Yazıların ya da diğer adıyla “Eski Ahit”in Yunanca çevirisi olan Septuagint’e ait sayfalar olduğunu hemen fark etti. “Sina’da bulunan bu sayfalardan daha eskisini görmemiştim” diye yazdı.
Sonradan Sina Yazması (Codex Sinaiticus) olarak adlandırılan elyazmasının bir kısmını oluşturan bu parşömenler MS dördüncü yüzyıla tarihlendirildi. Sina Yazması, İbranice ve Yunanca Kutsal Yazıların bilginler için büyük bir hazine olan binlerce eski elyazmasından sadece biridir.
 
Yunan Paleografisinin Gelişimi
Bir Benedikten keşişi olan Bernard de Montfaucon (1655-1741) Yunanca elyazmalarının sistematik olarak incelenmesinin temelini attı. Onun çalışmalarına daha sonra başka bilginler de katkıda bulundu. Tischendorf büyük bir görev üstlenerek, Kutsal Yazıların Avrupa’daki kütüphanelerde bulunan en eski Yunanca elyazmalarının listesini çıkardı. Ayrıca birkaç defa Ortadoğu’ya gitti, yüzlerce belge inceledi ve araştırmalarının sonuçlarını yayımladı.
Yirminci yüzyılda paleografların yararlanacağı ek araçlar çıkmıştı. Bunlardan biri Marcel Richard listesidir. Bu listede, 820 kütüphanede ya da kişide bulunan Mukaddes Kitapla ilgili ya da ilgisiz 55.000 Yunanca elyazmasını tanıtan yaklaşık 900 katalog bulunur. Büyük miktardaki bu bilgi tercümanlara yarar sağlıyor, paleografların da elyazmalarını daha doğru tarihlendirmesine yardımcı oluyor.
 
Elyazmaları Nasıl Tarihlendiriliyor?
Eski bir evin tavan arasını temizlerken, sararmış, elle yazılmış, üstünde tarih bulunmayan bir mektup bulduğunuzu varsayın. ‘Acaba kaç yıllık?’ diye merak ediyorsunuz. Sonra başka bir eski mektup daha buluyorsunuz. Genel üslubu, el yazısı, noktalama işaretleri ve diğer özellikleri birinci mektubunkine benziyor. Fakat neyse ki ikinci mektubun üstünde bir tarih var. Birinci mektubun yazıldığı yılı tespit edemeseniz de, genel bir dönem tahmin etmeniz için artık elinizde bir ipucu var.
Eski dönemlerdeki yazıcıların çoğu, Mukaddes Kitap elyazmalarını kopyaladıklarında üzerine tamamladıkları tarihi yazmazlardı. Bu nedenle bilginler yaklaşık bir tarih saptamak için metinleri, Mukaddes Kitap dışı eski belgeler de dahil tarihleri bilinen başka metinlerle karşılaştırıyorlar ve el yazısından, noktalama işaretlerinden, kısaltmalardan ve benzeri ipuçlarından yola çıkarak bazı sonuçlara varıyorlar. Ancak üstünde tarih belirtilen yüzlerce elyazması da bulundu. Yunanca yazılmış olan bu eserler MS yaklaşık 510 ila 1593 yıllarına ait.
 
El Yazısından Elde Edilen İpuçları
Paleograflar eski Yunan el yazılarını iki temel kategoriye ayırıyor: zarif ve resmi nitelikli kitap yazısı ve edebi nitelik taşımayan belgelerde kullanılan, akıcı bir biçime sahip işlek yazı. Yunan yazıcılar çeşitli tarzda harfler de kullanıyordu, bunlar büyük harf, onsiyal (bir tür büyük harf), işlek harf ve minüskül (küçük harf) kategorilerine ayrılabilir. Kitap yazısının bir türü olan onsiyal yazı MÖ 4. yüzyıldan MS 8 ya da 9. yüzyıla dek kullanıldı. Kitap yazısının küçük harfli biçimi olan minüskül yazı ise MS 8 ya da 9. yüzyıldan, Avrupa’da hareketli hurufatla basımın başladığı 15. yüzyıl ortalarına dek kullanıldı. Minüskül yazı daha hızlı yazıldığından ve daha az yer kapladığından hem zamandan hem de parşömenden tasarruf ediliyordu.
Paleograflar elyazmalarını tarihlendirmek konusunda farklı yöntemler tercih ederler. Çoğunlukla yazıya genel olarak göz gezdirmekle işe başlarlar, sonra da tek tek harfleri gözden geçirerek belgeyi daha yakından incelerler. El yazısının genel stilinde büyük değişikliklerin meydana gelmesi genellikle uzun yıllar aldığından, yazıyı yakından incelemek yararlı olsa da yazıldığı zaman hakkında sadece genel bir ipucu sağlar.
Neyse ki daha kesin bir tarih saptamanın başka yolları da var. Bu yöntemler, yazılardaki belirli özellikleri saptamayı ve ortaya çıktıkları tarihi tespit etmeyi içerir. Örneğin MS 900’den sonraki Yunanca metinlerde yazıcılar daha çok bağ (birbirine bitişik iki ya da daha çok harf) kullanmaya başladılar. Ayrıca bazı Yunan harflerini satırın altına yazmaya ve nefes işaretleri adı verilen, telaffuza yardımcı işaretleri de kullanmaya başladılar.
Genellikle bir kişinin el yazısı hayat boyu aynı kalır. Bu nedenle el yazısına bakılarak bir metin tarihlendirilirken 50 yıllık bir dönemin dışına çıkılamaz. Ayrıca bazen yazıcılar daha eski elyazmalarını örnek almış oluyorlar; bu nedenle kopya, olduğundan daha eski görünüyor. Bununla birlikte birçok zorluğa rağmen önemli Mukaddes Kitap elyazmalarından bazılarının tarihi saptandı.
 
Mukaddes Kitaba Ait Önemli Yunanca Elyazmalarının Tarihlendirilmesi
Şu anda British Library’de korunan İskenderiye Yazması (Codex Alexandrinos) bilginlerin inceleyebildiği önemli Mukaddes Kitap elyazmalarından ilkidir. Mukaddes Kitabın büyük kısmını içerir ve kaliteli bir parşömen olan vellum (dana derisi) üzerine Yunan onsiyalleriyle yazılmıştır. Bu kodeks MS beşinci yüzyılın başlarına tarihlendirildi; elyazmasına bu tarihin verilmesinde rol oynayan başlıca etken beşinci ila altıncı yüzyıllarda onsiyal yazısında meydana gelen değişikliklerdi. Bu değişikliklerin örnekleri tarihi bilinen Vienna Dioscorides adlı belgede bulunmaktadır.
Bilginlerin inceleyebildiği bir diğer önemli elyazması, Tischendorf’un Katherina Manastırında bulduğu Sina Yazmasıdır (Codex Sinaiticus). Parşömen üzerine Yunan onsiyalleriyle yazılmış olan bu elyazması hem Yunanca Septuagint çevirisinden İbranice Kutsal Yazıların bir kısmını hem de Yunanca Kutsal Yazıların tümünü içerir. Bu kodeksin 43 yaprağı Almanya’nın Leipzig şehrinde; 347 yaprağı Londra’daki British Library’de; 3 yaprağının kısımları da Rusya’nın St. Petersburg şehrinde korunuyor. Bu elyazması, MS dördüncü yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirildi. Bu tarihi destekleyen kanıtlardan biri de, dördüncü yüzyılda yaşamış bir tarihçi olan Caesarealı Eusebios tarafından düzenlendiği bilinen İncil tefsirleridir.
Bir diğer önemli eser, aslı Yunanca olarak Mukaddes Kitabın tümünü içeren 1209 Numaralı Vatikan Yazmasıdır (Codex Vaticanus). Bu kodeks ilk olarak 1475’te Vatikan Kütüphanesinin kataloğunda yer aldı. 759 yaprak kaliteli parşömen (vellum) üzerine Yunan onsiyalleriyle yazılmış olan bu kodeks Mukaddes Kitabın büyük kısmını içermektedir, sadece Tekvin kitabının büyük kısmı ile Mezmurların ve Yunanca Kutsal Yazıların bazı kısımları eksiktir. Bilginler bu elyazmasını MS dördüncü yüzyılın başına tarihlendirdiler. Bu tarihi nasıl buldular? Yazı stili, dördüncü yüzyılda yazılan bir diğer eser olan Sina Yazmasının stiline benziyor. Ancak Vatikan Yazması genellikle biraz daha eski bir eser olarak görülür. Bunu destekleyen ipuçlarından biri, Eusebios kanonlarındaki göndermelerin onda bulunmamasıdır.
 
Çöplükten Çıkan Hazine
İngiltere’nin Manchester kentinde bulunan John Rylands Kütüphanesinin koleksiyonuna 1920’de büyük miktarda papirüs eklendi; bunlar eski Mısır’a ait değersiz yazmalardan oluşan bir yığının içinde yeni bulunmuştu. Bilgin Colin Roberts, içinde mektupların, makbuzların ve sayım belgelerinin bulunduğu parçaları incelerken, bildiği bazı ayetlerin (Yuhanna kitabının 18. bölümünden birkaç ayet) yazılı olduğu bir fragman buldu. Bu, o zamana dek bulunan Yunanca Kutsal Yazılara ait en eski metindi.
Bu fragman zamanla John Rylands Papirüsü 457 olarak tanındı, uluslararası simgesi P52’dir. Yunan onsiyalleriyle yazılan bu fragman ikinci yüzyılın başlarına, yani Yuhanna İncilinin kaleme alınmasından sonraki 30 yıla tarihlendirildi. Çok sonra bulunan elyazmalarının bu metinle neredeyse bire bir aynı olması dikkate değerdir.
 
Eski Ama Doğru
Britanyalı metin eleştirmeni Sir Frederic Kenyon, The Bible and Archæology kitabında Yunanca Kutsal Yazılar hakkında şöyle yazdı: “Yeni Ahit kapsamındaki kitapların gerçekliği ve genel bütünlüğü konusuna nihayet kesin olarak doğrulanmış gözüyle bakılabilir.” Benzer şekilde bilgin William H. Green de İbranice Kutsal Yazıların bütünlüğü konusunda şöyle dedi: “Geçmiş çağlardaki başka hiçbir eserin günümüze bu kadar doğru biçimde aktarılmadığı rahatlıkla söylenebilir.”
Bu yorumlar elçi Petrus’un şu sözlerini akla getiriyor: “Bütün insanlar kır otu gibidir ve bütün güzellikleri otun çiçeği gibidir; ot kurur, çiçek solar, fakat, Yehova’nın sözü sonsuza dek kalır” (1. Petrus 1:24, 25).
 
 

İşaya’nın Lût Gölü Rulosunun Tarihlendirilmesi
 Kutsal Yazıların İşaya kitabına ait 1947’de bulunan ilk Lût Gölü Rulosu, Masoretlerden öncesine ait bir İbrani yazısıyla deri üzerine yazılmıştı. Bu rulo MÖ ikinci yüzyılın sonuna tarihlendirildi. Bilginler bu sonuca nasıl vardılar? Yazı stilini diğer İbranice metin ve yazıtlarla karşılaştırarak MÖ 125 ile 100 yılları arasında paleografik bir tarih saptadılar. Rulonun karbon-14’le tarihlendirilmesi sonucunda da ek bir kanıt elde edildi.
 Lût Gölü Rulolarının, Masoret adı verilen yazıcılar tarafından yüzyıllar sonra hazırlanmış olan Masoretik metinlerle karşılaştırılmasının sonucunda öğretilerde hiçbir fark çıkmaması dikkate değerdir. Mevcut farklılıkların birçoğu sadece imla ve gramerle ilgilidir. Yehova’nın ismini oluşturan İbranice dört sessiz harften meydana gelen Tetragrammaton’un İşaya rulosunda defalarca geçmesi de dikkate değer.

 
 
          
        TR           RO          EN       
 
Kategoriler...  
 














































 
 
   
  Contact us...  
 

Bize yazabilirsiniz!

umutluhaber@mail.md

viatavesnica@hotmail.com


 
 
En çok okunan konular...  
 

 
Şimdiye kadar 45819 ziyaretçi (84095 klik) bu siteye bakti...
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol